29 Ekim 1938… Atatürk’ün Türk gençliğine ve ulusuna son bakışı.
O gün Cumhuriyet Bayramıydı Askeri lise öğrencilerine el sallamak için hasta yatağından kalktı. Pencere kenarından izleyecekti.
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün sağlık durumu git gide kötüye gidiyordu.
Her günü her dakikası yarı uyur, yarı baygın geçiyordu. Açıkçası yaşamından umut kesilmiş her şeye hazır bir durumda bekleniyordu.
O “hayır ben Ankara’daki törene katılmak istiyorum dese de mümkün” değildi . Yerinden bile kalkmakta çok zorluk çekiyordu.
“Çocuklarım,çocuklarım beni bekler” derken adeta gözünden yaş akıyordu.Dışardan çocukları aynen şöyle sesleniyordu. “Yaşa Atatürk varol Atatürk”
Hatta bazıları vapurdan suya atlayarak “Biz Atamızı görmek istiyoruz” diye bağırıyorlardı.
Atam “Çocuklarım buraya kadar gelmişler beni cam kenarına götürün bari bir el sallayayım “ dedi
Doktor itiraz edince sert dille doktoru azarladı ve pencere kenarına bir koltuk konulmasını istedi.
Izdırap dolu vücut nerdeyse işlevini bitirmiş hasta ,yorgun ve halsiz. Ama o hiç hasta değilmiş gibi pencereden Türk Gençliğine tebessüm ederek el salladı .Onu gören gençler coşkuyu artırdıkça artırır sanki dışarda kıyamet kopuyordu. Hep birden “Büyük Atatürk “ diyerek adeta yer gök inlemeye başlamıştı
Gençlerin coşkusuna sürekli salladığı o el bitkin ve yorgun gücünü kaybederek ve göz yaşları ile aynen şöyle dedi ”Yoruldum”
Yatağına koltuğu ile beraber götürülen Atam . Onları gördüğüm için çok mutluyum der son günlerini geçirdiği hasta yatağına döner . Atamızın son 29 Ekim kutlaması böyle geçmişti
Onun şu sözünü hatırlatalım
“Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.”
Sonsuza dek söz Atam. Emanetine sahip çıkacağız
Saygılarımla
Haluk Dede