Yıllar öncesinde Sığacık’ta Tarım
1960’lı yılların ortaları yaşım henüz altı Babam tütüncülükle uğraşıyor. Ailecek tütün kırıyoruz. 30 cm. çelik iğneye dizip, ipe alıp, 3 metre kargıya ipi bağlayarak tütünü de o ipe geçirip 60 cm. yüksekliğinde yaptığımız hırmandala diziyorduk. Bu tütünler orada kuruyor ve daha sonra balyalanıyordu.
Yıl 1967 artık tütüncülük yörede yavaş yavaş bitmek üzereydi. Yerine sebzecilik başlamıştı. Babam da su çıkarmak için 5 metre derinliğinde bahçe kuyusu yaptırmıştı. Mayıs aylarında Domates, Patlıcan, Biber, Salatalık, arık başlarınada mısır.
Haziranda da ürünler yetişince babamla birlikte İzmir haline gönderiyorduk. Geçim kaynağımız artık sebze meyveydi. Sığacık’dan ortalama İzmir haline giden sebze ve meyve miktarı günde 5 kamyondu. Her bir kamyon 200 kasa götürmekteydi . Biz de ayrıca hafta sonları o yıllarda özellikle Ekmeksiz ve Akkum plajlarına giden yola ürünlerimizi çıkartarak Çakoz yola ürünlerimizi çıkartarak Çakoz tepesi mevkiine gelen misafirlere ve geçen taksilere sebze satmaya çalışıyorduk. Çok iyi hatırlıyorum bir Pazar günü 500 Lira hasılat yapmıştık.
Sene 1968/1969 yıllarında Rize’den aldığımız mandalin fidelerini babam 4 metre de bir bahçeye dikiyordu. Bende onu izlemekten keyif alıyor ve öğrenmeye çalışıyordum. Kısacası Seferihisar bölgesinde en iyi geçim kaynağı olan mandalinalar ovadaki yerini alarak 6 yada 7 yaşında büyüyüp meyve vermeye başladığında, toprağı da gölgesi ile kapladığında yavaş yavaş sebzecilik artık Seferihisar’da gerilemeye ve tüm toprak alanlarında mandalina ağaçlarının dalları ile Seferihisar’a iyi gelir getirdiği için hakimiyeti de başlamış oldu
Tabi ki bunun yanında o yıllarda Süt ve et için büyükbaş hayvancılık ile küçük baş hayvan besiciliği de iyi durumdaydı
Yöremizde ki Köylerimizde keçi ve koyun sürüleri ovaya yakın yerlerde otlatılır ve tarıma destek niteliğinde sütü peynire dönüştüren mandıralarda bulunmaktaydı.
Hey gidi günler heyyy.
Ne güzel günlerdi.
Sağlıcakla kalın.