RİSKİN AZALTILMASI: PORTFÖYÜN DAĞITILMASI
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde eleştirdiği faizler, kısa süre önce TCMB tarafından %7’ye yakın oranda artırılmıştı. Hem enflasyondaki hem de faizlerdeki artış, küresel salgının gerek Türkiye gerek uluslararası piyasalardaki etkisiyle beraber bireylerin tasarruflarında negatif etkiye sahip oldu. Yani alım gücünde de tasarruf tutarında da etkisi görülmüş oldu. Dolayısıyla özellikle mevduat hesaplarıyla birikim yapabilmenin de önünde küresel bazda bir set çekili durumda…
Küresel salgının peşi sıra Rusya Federasyonu ile Suud Ailesi arasında patlak veren petrol krizi ve diğer yandan Tokyo’dan Londra’ya, İstanbul’dan New York’a borsalarda yaşanan düşüş, emtiaya olan ilgiyi artırmıştı. Neredeyse her hisse senedi değer kaybederken, portakal suyu ve buğday gibi emtiaya olan ilgi yurtdışı borsalarda, ama özellikle de ABD’de artmış ve diğer yandan kripto paralara olan eğilim de pozitif yönde değişmişti. Her ne kadar 2020 Yaz ayları görece iyi geçmiş olsa da, Güz ile beraber tekrar sıkıntı başladı. Küresel bazda cereyan eden daralma, elbette ulusal ekonomileri de etkisi altına aldı. Örneğin turizm sektörü için belli bir oranda yabancı turist kaybının, ulaşımdan tarıma kadar dolaylı etkileri düşünüldüğünde bu sonuç makul gelecektir…
2021’in ilk haftalarında özellikle ABD’de yaşananlar bir ekonomik çıktı verirken, 2020’nin son aylarında Kafkasya’da Ermenistan’ın uluslararası hukuka aykırı girişimlerinin de mikro bazlı bazı ekonomik sonuçları oldu. Bugüne dönüp baktığımızdaysa neredeyse bir yıllık salgının etkilerinin değişmeden devam ettiğini görebiliyoruz. Bir diğer ifadeyle 2020 yılı ulusal ve uluslararası piyasalar için ölü bir yıl olurken, içinde bulunduğumuz yılı da etkisi altına almayı başardı.
Sade vatandaşlar veya diğer bir ifadeyle gerçek kişiler için yatırım yolları değerlendirildiğinde, Türkiye özelinde en müspet verimin Türk Lirası’ndan sağlanabileceği aşikar. Zira kamu ve özel bankaların Türk Lirası vadeli mevduat hesapları için uyguladıkları brüt faiz oranı %10 ile 15 arasında seyrediyor. (ABD bankalarında ABD Doları için verilen faiz oranları %0.50 ile %0.80 arasında bulunuyor.) Buna karşın mevduatının yüksek olduğunu düşünüp minimum risk almak isteyenler için değerlendirilebilecek opsiyonlar da mevcut. Her ne kadar kârı maksimize etmemekle riski minimize etmek aynı anlama çıkıyor olsa da, bardağın dolu veya boş kısmını görmek bizim için anlam ifade ediyor.
Hemen her ülke için, yatırımcının mevduatının en az yarısını kendi para biriminde tutması öngörülebilir. Yani Türkiye için düşündüğümüzde, 100 TL sahibi birisinin, 50 TL’sini olduğu gibi bırakması beklenir. Diğer yarısı ise farklı yatırım seçenekleri arasında dağıtılabilir. Elbette ilk akla gelen seçenekler ABD Doları ile Euro olacaktır. Buna karşın, her iki para birimi için de mevcut faiz oranları %0.10 ile %0.70 arasında seyrediyor. Biraz daha risk almak isteyenler için Borsa İstanbul ya da güvenilir liman arayanlar için herkesin tercih ettiği altın diğer seçenekler olabilir.
Kripto para ise, “elle tutulan gözle görülen” cinsten değil. Buna karşın 3000’e yakın kripto para çeşidi alınıp satılabiliyor tıpkı sterlin, alüminyum veya altın gibi. İçlerinde BTC en değerli olanı; ama en öngörülemez yatırım türü olduğu için BTC’nin tahtını bir başkasının alıp alamayacağı da bilinemiyor. Bununla birlikte, kayıp riskini azaltıp kazanç ihtimalini de düşürmekte bir sakınca görmeyenler için portföye eklenebilecek bir seçenek olduğunun altını çizmekte fayda var. Bununla birlikte birçok ülkede kripto parayla ilgili mevzuat hazırlıklarının küresel salgından ötürü bir müddet ötelendiğini ve öyle ya da böyle hemen her ülkede bir şekilde vergilendirileceğini de belirtmekte fayda var.
Kısacası, küresel piyasalardaki dalgalanmaya ve öngörüsüzlüğe karşı yatırımını muhafaza etmek veya elindeki birikimi mümkün mertebe koruyup olduğu kadar artırabilmek isteyenler için mevcudun en az yarısını Türk Lirası ile tutmak tavsiye edilebilir. Öte yandan söz konusu “riskin azaltılması” olduğu için, varlıkların geri kalanını mümkün mertebe hisse senedi, emtia, değerli maden, döviz ve kripto para arasında (belli oranda) bölmekte değerlendirilebilir.
Dr. Öğr. Üyesi Armağan ÖRKİ
İstanbul Rumeli Üniversitesi İİSBF Dekan Yardımcısı
Çok doğru tespitler