Köşe yazılarıma bir süre ara vermiştim. Çünkü bir kitap çalışmam olduğu için ona dikkatimi vermem gerekiyordu .
Şimdi dayanamadım, bir iki satır da olsa sizlerle düşüncelerimi paylaşmak istedim.
17 Eylül yani dün akşam Antik Teos Kenti’ndeydik. Ben gazeteci kimliğim ile oradaydım.
Siyasi görüşü, fikri, zikri ne olursa olsun. Hiç birimizin tartışamayacağı tek gerçek Fazıl Say’ın büyük bir sanatçı olduğudur.
Hepimiz onu internetten,.videolardan izlemiş, dinlemiştik. Ama canlı performansı bize büyük heyecan veriyordu.
Teos Antik Kenti’ne adım atar atmaz, sanki hayallerim gerçek oldu.
Çocukluğumdan beri Teos Antik Kenti’nde gezerken gözlerimde hep o dönem orada yaşayan insanları canlandırırdım. Onlarla birlikte yürüdüğümü hayal ederdim.
Ve dün akşam onlar sanki oradaydı. 12 İon Kentini temsil eden kostümlü canlı mankenler ile müthiş bir atmosfere büründük.
Artık sanki 2500 yıl öncesindeyd
Mükemmel hazırlanmış organizasyonun tavan yaptığı an ünlü besteci ve piyanist Fazıl Say ‘ın sahneye çıktığı andı tabii ki de..
Bir dehayı dinlemek, onun piyonası ile bir bütün olduğunu izlemek müthişti. Ve binlerce seyirciden “çıt” ses çıkmadı konser boyu. “İşte bu” dedim. Fazıl Say olmak, büyük bir sanatçı olmak bu.
Seferihisar Belediyesi’ ne bu organizasyon için teşekkür ediyorum. Budur sanata değer vermek. Belediye Başkanı İsmail Yetişkin ve ekibi emeğinize sağlık.
Ve Seferihisar halkı. Muhteşemdiniz. Usta sanatçı Fazıl Say o kalabalığı hak ediyordu ve iyi ki geldiniz. Ayrıca bir sanatçı nasıl saygı ile dinlenilir, nerde alkışlanır, nerede sessizlik gerekir. Hepsi ile mükemmel bir izleyiciydiniz. Gurur duydum.
Bugün Sayın Fazıl Say sosyal medyasından şöyle demiş “Teşekkürler Seferihisar. Dün akşam TEOS antik kenti konserimizden kareler. Yoğun bir katılım vardı. Konserden sonra eve dönmek hepimiz için zor olduysa da ( biz de Otelimize 45 dakika yürüyerek ulaştık) güzel bir geceydi. Tüm emeği geçenlere teşekkürler.”
Başka söze gerek var mı?
Saygılarımla..