Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizin deniz zenginliği hepimizin malumudur. Ama biz buna ne kadar önem veriyoruz, denizlerimizi kolluyoruz.
Denizlerimizde yaşayan binlerce balık türü tehdit altında. Uzatma avcılığı yanında büyük çapta avlanma yapan iki unsur sayesinde
balıklar yok olma noktaına geldiğini bilmemiz gerekir
Bu unsurla Trol ve Gırgır avcılığıdır. Gırgır ağları hamsi küçüğünü alacak şekilde
tasarlandığı için çevrilen her balık türünün hamsi büyüklüğünde olan yavrularını da yok etmektedir. Trol ise 30 metre genişlik ebatıyla, deniz tabanından çekilerek kilometrelerce
deniz mercanının yok olmasına dolayısıyla balık yuvalarınında tamamen tahrip olmasına, çok küçük yavruların dahi ağ içinde sıkışıp
ölmesine sebep olmaktadır.
Tabiki bu amaçla yasaklar uygulanmaktadır. Dört aylık avlanma yasağı periyotu ne yazık ki yeterli gelmemektedir. Balık türlerinin yol olmasını engellemek için bu tür avcılığa
Uluslararası sularda yani Ulusal suyumuz olan 6 milin dışında izin verilmelidir. Çünkü
yumurtadan çıkan balık yavruları bu dört aylık yasak dönemde ancak 1-2 gramağırlığa
ulaşabilir. Bir çok balık yumurtasını Aralık ve Ocak aylarında denize bırakır. Maalesef bu aylarda zaten Gırgır ve Trol avcılığı yasağı yoktur.
Bu gidişle Kültür Balıkçılığı yetiştiriciliğine ülkemiz esir kalacaktır. Kültür balıkçılığı da yetiştiği havuz konan bölgelerde binlerce tok atık bıraktığı için belli bir zaman dilimi
içerisinde turizme çok büyük balta vuracaktır. Şu an Sığacık Körfezindeki güzelim koylar bu balık çiftliklerinin yarattığı kirliliğin etkisi
altındadır.
Balık Çiftliklerine Körfez içlerinde Hayır
etkinlikleri bu amaçla yapılmaktadır. Maalesef bu etkinliklerde şu ana kadar kesin bir sonuca ulaşılamamıştır. Şirketler yetiştiriciliğe
denizlerimizde kirlenmeye devam etmektedir.
Tertemiz denizlerimiz olması dileklerim ile
hepinize saygılar sunarım.